Dünya Kupası’ndaki Yapay Zekâlı Topun İçindeki Şey Ne?

Dünya çapında futbolun en büyük organizasyonu olan Dünya Kupası, 2022 yılında Katar’ın ev sahipliğinde başladı. Dört yılda bir gerçekleştirilen turnuva, normalde Haziran-Temmuz dönemlerinde yapılırken bu yıl ise Kasım-Aralık döneminde gerçekleştiriliyor.

Dünya Kupası demek elbette yeni bir turnuva topu da demek. Pek çok futbol tutkunu, turnuvalara özel geliştirilen topları merak ediyor. Bu topların sonuncusu, Adidas tarafından 2022 Katar Dünya Kupası için üretilen Al Rihla

Söz konusu turnuvalarda kullanılan toplar olunca tüm futbolseverlerde bir merak ortaya çıkıyor.

Zira ezilmiş teneke kutu, pet şişe, Kames 9 kat top, ıslandığında 4 ton çeken ve surata gelince bayıltan soyulmuş meşin yuvarlak derken futbol oynamak için kullandığımız bu nesnelerin evrimi dikkat çekici. 

Öncelikle genel tasarıma bakalım:

Al Rihla, yüksek hızlı oyuna uygun olan bir top ve topun ismi Arapçada “yolculuk” anlamına geliyor. Topun tasarımında Katar’ın mimarisinden, ülkenin sembolü olan teknelerden ve Katar bayrağından ilham alındığı belirtiliyor. Beyaz renk ise ülkenin inci sektörüne bir saygı duruşu.

Adidas bu topta 20 panelli bir tasarım tercihinde bulunmuş ve paneller birbirlerine dikilmemiş, onun yerine kimyasallarla ve ısıyla birleştirilmiş. Sıcak bir bölgede oynanacak olan maçlarda topun sorun yaratmaması için dış kısmı bir kabuk gibi tek parça olacak şekilde tasarlanmış. Böylece topun daha isabetli ve dengeli olması amaçlanmış. 

Çevreye de önem veren Adidas, bu nedenle topta su bazlı yapıştırıcı ve mürekkepler tercih etmiş ki bu da Dünya Kupası topları tarihi açısından baktığımızda bir ilk. Ancak topun tasarımındaki esas ilgi çekici nokta dışında da yüzeyinde değil, içinde.

Akıllı futbol topu mu o?

Alman spor firması bu topu tasarlarken içeriden dışarı doğru ilerlemeyi tercih etmiş. Topun yüksek tempolu maçlarda daha hızlı ve isabetli olmasını sağlayacak CRT çekirdekli yapısı ilk dikkat çeken nokta. Kaldı ki firma, topu yalnızca rastgele şutlarla değil, rüzgar tünelleriyle de test etti. Topun merkezinde bulunan sensör de saniyede 500 veri toplayarak veri merkezlerine gönderiyor. Bu da hem yarı otomatik ofsayt sistemi için hem de oyuncu değerlendirmeleri için önemli. 

CBT (Connected Ball Technology – Bağlantılı Top Teknolojisi) adı verilen bir sistem, topun içine yerleştirilen sensörleri kullanarak maç esnasında bilgi paylaşımında bulunuyor. Özellikle VAR sistemi için bu sensörlerin gönderdiği bilgiler büyük önem taşıyor. Zira topun tam konumu, tam olarak hangi anda ayaktan çıktığı, yapay zekânın da yardımıyla kesin olarak bilinebiliyor. 

Bu topun içi de normalde olduğu gibi sadece gazla dolu değil. Topun içinde orta bölgede Suspension System adı verilen bir yapı bulunuyor. Bu yapı da 500Hz iç ölçüm birimini dengelemeye ve korumaya yarıyor. Sensörler ve çipler topun içinde Örümcek-Adam’ın ağlarına takılmış gibi dengede duruyor, bir oraya bir buraya savrulmuyorlar. Bu sensör ve çipler, indüksiyon ile şarj edilebiliyor. 

Peki Dünya Kupası topu Al Rihla gerçekten de iyi mi?

Önce geçmişteki örneklere bakalım:

1986 Dünya Kupası topu olan Azteca, beden eğitimi derslerindeki çimento torbası ağırlığına sahip futbol toplarının da atası ve ülkemizde de belki de ilk meşhur Dünya Kupası topu olsa da, esas Adidas’ın parladığı yıl 2002 idi. Millilerimizin Dünya 3.sü olduğu o turnuvada kullanılan Fevernova, özel üçgen tasarıma sahip ilk toptu ve biraz garip olsa da çok beğenilmişti. 

Sonraki turnuvalarda da özel toplar üretmeye devam etti ancak bu topların bir kısmı hayal kırıklığı oldu. 2006’daki turnuvada kullanılan Teamgeist genel olarak dengesiz bir top olarak akıllarda kalmıştı. Adidas ise bir sonraki turnuvada Teamgeist’i mumla aramamıza neden olacak bir topla karşımıza çıktı: Jabulani.

8 panelli bu ilginç top gerçek bir baş belasıydı ve kalecilerin korkulu rüyasıydı. Dengesiz seken, yerden sekince hızlanan, garip garip açılarla hareket eden bir toptu. Bu nedenle yeni topu değerlendirmek için öncelikle birkaç maç geçmesini beklemek daha doğru geldi. İlk dört maç sonunda topun genel olarak yeteneği öne çıkardığını söylemek mümkün. 

Al Rihla ise daha iyi bir top gibi gözüküyor.

Yüzeyi sürtünmeyi azaltacak yapıda olduğu için yeterince üst düzey bir ilk dokunuşa sahip olmayan oyuncuları zorlayacak bir top olan Al Rihla, tek top oynandığında ise kolay yönlendirilebilen bir yapıya sahip. Bu da daha keskin ve isabetli paslar atabilen, tempoyu arttırabilen takımların işine gelecektir. 

Genel olarak topun kolayca havalanabildiğini gördük ki, pek çok takım da bu nedenle topu daha yüksekten aktarmayı tercih etti. Zaten zemine paralel atılan düz uzun topların kontrolünün de bu topta o kadar kolay olmadığı göze çarptı. Ayrıca topun yapısı orta-kafa-gol ve tek vuruşla gol için gayet ideal, çok hızlı ve düz gidebiliyor. Topun yüzeyi, golf topundaki gibi ufak pürüzlere sahip olduğu için oynanışı etkilemese de topun hava sürtünmesinden daha az etkilenmesni sağlıyor. 

Al Rihla’nın ülkemizdeki fiyatı 2.939 TL olarak belirlendi ancak daha ucuz alternatifleri de bulunuyor.

Yorum yapın